Temmuz 29, 2018

Mide Bulantısıyla Alakalı Şeyler

buraya beni getiren bacakları ve kalbi sıska çocuk
burnunda eskimeyen yosun kokusu
anason diyor şimdi adına
kulağındaki uğultuyu karşısına koyup
kendi içine konuşan
kalbinin odacıklarını aç çocuk diye bağıran içine
elinde kaderinin çubuğunu savuşturup duran
ateşe tutan onu ha'bire
yangınlara
ayaza
tutulmalara
gel gitlere
şu kalbinden geçen nasıl başkaysa
dilinin söylediği nasıl başka
gitmek isteyip de kalmaya zorlandığım tüm hayatların ezberidir
birkaçtır düşüyorum
yakalanmamak için sana
kaçıyorum kendimden
ve tutsaklık ne kadar uzaksa işte bana
koparamadığım iplerin tümünün ismisin
şimdi bir çocuk tutarsızlığıdır
konuları eline yüzüne bulaştıran
başımın gürültü bi mide bulantısı
imlam mı kalmış ki her şey şaşıyor
tenimi boşluğa çeken ürperme
limanlar kadar doluyorum artık
yüzümde eski
çok eski bir filmden kalan buruk gülümseme
duyup duyacağın bu kadardır işte
uyacağın yoktur şu ahengime
ve benim bozulan her ahenk için
 bir çelenk göndermişliğim vardır
dağların birinde sönmeyen bir ışık ben
merak edilip de yoluna düşülmeyen
benzin döküp
karbonmonoksit soluyorum tam da bu yüzden
afiyet olsun ciğerlerime
hiçbir ölüş bireysel değil
sevdanın karalığı solunumumla alakalı
senin maviliğinin su oluşumla ilgisi kadar
bir şiir kaç gün kanar
bana bir cevap lazım tüm sorularım kadar
yakamoz
ışıltını görüp de derinini merak eden yok
ben ise
soluksuz kaldığın tüm hayatlar için
oksijen üflüyorum teninden içeri
tüm cüretimi Ay'dan alıyorum
bir yangın başlatıp
ortada bırakıyorum kendimi
akrepçilik oynuyorum eski bir alışkanlıkla
yakamoz
şakaklarım ağrıyor 
gel dişlerimi birbirinden ayır
dudaklarına kenetle
vakit yoktu ki içimi eteklerime dökseydim de öyle gelseydim
yoktu ki yer kendi içimde biraz daha esneyim
yakamoz
yüzeye çıkamıyorum artık
illegal ve uyumsuz bir pankart gibi duruyorum kendi hayatımın ortasında
yakamoz
ellerin kopmasın ruhumdan